Değerli okurlar,
Bugün sizlerle insan hayatının en hususi özelliklerinden biri olan yetenek konusunu ele almak istiyorum. Hiç düşündünüz mü, her canlının kendine has bir yeteneği vardır. Doğanın her köşesi, bu eşsiz yeteneklerin örnekleriyle dolu.
Bir cırcır böceği gibi ötmek ya da bir fil gibi kilometrelerce öteden sesleri algılamak... Bunlar, doğanın hayranlık uyandıran armağanları. Peki ya bir av köpeğinin, bir tarlada dolaşan tavşanın izini sadece kokusundan tespit edebilmesi? İnsanlar arasında da benzer örnekler var. Mesela, hiç okuma yazma bilmeyen bir çobanın, koyunlarının sesinden onların ihtiyaçlarını anlayabilmesi bir yetenek değil de nedir?
Bazı insanlar şarkı söyleme konusunda üstün yeteneklidir; kimileri ise şiir yazarak duygularını dile getirir. Kimi tarlayı mükemmel bir şekilde sürerken, kimi teknolojide harikalar yaratır. İşte bu çeşitlilik, insanı insan yapan zenginliktir.
Çocuklarımızı ve Yeteneklerimizi Anlamak
Bu noktada asıl üzerinde durmak istediğim bir konu var: İnsanları, özellikle çocuklarımızı, ilgilenmedikleri ve sevmedikleri alanlarda zorlamamalıyız. Her bireyin ilgisi ve yeteneği farklıdır. Bu farklılıkları anlamak, onlara uygun bir alan sunmak, hem bireyin hem de toplumun gelişimine katkı sağlar.
Eğer yeteneklerin keşfine ve geliştirilmesine uygun ortamlar sunabilirsek, yalnızca bireyler değil, toplum ve devlet de bundan kazançlı çıkar. Meslek okullarının çeşitlendirilmesi ve bireylerin ilgi duyduğu alanlarda eğitim alması sağlanmalıdır. Bu anlayışı benimseyen ülkelerin, büyük başarılar elde ettiğini görmekteyiz.
Umarım, ülkemizde de bu bilinç yerleşir ve yetenekli bireylerin potansiyellerini ortaya koyabilecekleri bir sistem oluşturulur.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Unutmayın, her yetenek bir armağandır, ve bu armağanlar ancak keşfedilip desteklendiğinde gerçek değerini bulur.
Facebook Yorum
Yorum Yazın